Evet, yavaş yavaş sokaklarda, vapurlarda, otobüslerde milletin elinde iPhone görmeye alıştık. Daha da alışacağa benziyoruz. Ben her ne kadar iPhone almayı enayilik olarak nitelesem de kimi iyi ve daha çok kötü özellikleri var. Ama yeni teknolojidir, telefonda yeni çağ açmıştır diye çok laf etmemek gerek. Apple tüm bunları yaparken ve artık Nokia, Türkiye’de bile kullanımı git gide yerini Samsung, Sony Ericsson‘a bırakırken her halde artık bir şeyler yapması gerektiğini anladı.
Nokia 5800 XpressMusic geliyor! Nokia, Apple’ın iPhone’una karşılık 5800’ı çıkarmayı düşünüyor. Ürünün kod adı “Tube"olarak düşünüldü ve en son 5800 XpressMusic kondu. Tube, Nokia’nın ilk çıkardığı **dokunmatik **ekranlı telefon değil. Bilmeyenler için söyleyelim. Ama iPhone tarzı tasarım ve işlevlere sahip ilk modeli olacak ve belki de iyi pazarlanırsa telefon piyasasını sallayacağa benziyor.
Özelliklerinden biraz bahsedelim. Nokia, teknolojisini devam ettiriyor. Telefon, Nokia’nın büyük miktarda hissesine sahip olduğu Symbian teknolojisinin Symbian Series 60 (S60) 5 üzerinde çalışacak. Sitesinde verildiğine göre;
Boyutlar: Yükseklik: 111 mm. Genişlik : 51.7 mm. Kalınlık : 15.5 mm. Ağırlık : 109 g. **Ekran: **3.2” (640x480 nHD) dokunmatik, 16 milyon renk, 16:9 görüş oranı, ekran çevirmek için otomatik yönlendirme sensörü (akselerometre). **Kamera: **3.2 Megapixel (2048x1536), Carl Zeiss lens, 3x digital zoom, otofokus, ikili LED flash, JPEG formatında. **Video: **640x480 genişlik. 90 dakika kayıt. 30 fps. **Hafıza: **8GB microSD, 8 GB daha eklenebilir, 81 MB dahili hafıza. Diğer: Klavye (Q), Müzik için 8 band ekolayzır, iPod tarzı kategorizasyon, bas güçlendirici, gür ses, surround ses için stereo hoparlörler, Bluetooth 2.0, USB 2.0, Wireless LAN (WLAN), GSM Quad Band, HSPDA (3G’nin de ilerisi bir teknoloji)
Uzun süren bir yazmayışın ardından yine yüzeysel bir karalamada bulunmak istiyorum. Elbette cahiliz, çok bir şey bildiğimiz yok, en azından benim. Oda arkadaşım Emrah‘ın yazdığı bir not üzerine bir süre düşündüm.
Kendisinin de belirttiği gibi olasılık, tüm ideal şartlarda bile doğruluğu kesin olarak ispatlanamayan bir teori. Örneğin bir para atma deneyinde paranın atış doğrultusu, uygulanan itme ve bunun gibi bir çok parametre sabitlenerek olayın sonucunu bir sonuca atayacaktır. Böylece aynı şartlarda parayı istediğiniz kadar atarsanız atın mutlaka tek sonuç gelecek ve olasılık teorisindeki yazı-tura %50 ihtimali ortadan kalkmış olacak. Emrah‘ın da dediği gibi bir olayın olma ihtimali ya 0 ya da %100’dür ve arada bir değer alamayacaktır. Bana mantıklı geldi.
Şimdilik böyle bilimsel makaleler yazabilecek biri değilim. Ama ileride belki birilerinin işine yarama ihtimalini düşünecek olursak Internet’te hep yiyen olmaktansa biraz da üretmek gerek ;) Biraz da Türkçe kaynaklarda bu sorunu kimsenin dile getirmediğini farkettim.
Sorun: Öncelikle problem herhangi bir veritabanı sisteminin çok sayıda kaydı veritabanından çekerken kayıtların rastgele dizilmesi için ORDER clause içinde kullanılan SQL RANDOM komutunun doğurduğu performans problemleri.
Bugün saat 9.30’da ÖSS 2008 Yerleştirme Sonuçları açıklandı Sonuçlar açıklandığında çok mutlu oldum :)
Bilkent Üniversitesi - Bilgisayar Mühendisliği (Tam Burslu) programına kayıt hakkı kazanmışım. Hiç beklemediğim bir sonuçtu :) Çünkü benim genel sıram 1800 olmasına rağmen geçen sene en son 1300’üncü adayı alan bir bölüme girdim. İlk tercihime Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği yazmıştım, ikincide ise bu tercihim vardı. Gerçekten mutlu edici bir haber. Darısı seneye girecek arkadaşların başına. :)
Günler öyle bir geçiyor ki ÖSS temposunda, yazmaya hiç vakit bulamıyorum :P Ama internete girdiğimde de mailimden sonra Facebook’ta dolaşıyorum. Boş vakit olunca ve yapacak iş bulamayınca sosyal ağlar insanı öyle bir sarıyor ki :)
ReadWriteWeb’de gördüğüm bir yazı ilgimi çekti. Yazıda Asya’daki sosyal ağlar facebook’u nasıl tercih etmediği ve kendi ağlarını kullandıkları görünüyor. Ben de oturup biraz araştırayım dedim ve çarpıcı sonuçlara ulaştım. İşi sayısal verilere dökecek olursak dünya çapında **bazı **sosyal ağların aktif kullanıcı sayısı şöyle sıralanıyor.
**1. QQ (Çin) 1997 **300 milyon **2. Facebook (ABD) 2004 **100 milyon **3. Myspace (ABD) 2003 **80 milyon **4. Mixi (Japonya) 2004 **14 milyon **5. Cyworld (G.Kore) 1999 **20 milyon
Listenin devamına da bir grafik ekleyerek bir kaç noktaya dikkat çekmek istiyorum:
Dün, Turkmag dergisinden Ferhat Besler ile mySchoolog’un oluşum süreci, genel vizyonu ve takım organizasyonu hakkında bir söyleşi yaptık. Kendisine, vaktini ayırıp bir yazı derlediği ve bana verdiği bu imkan için teşekkürü borç bilirim. Turkmag’daki söyleşiyi okumak için:
mySchoolog - Türk Gencinden Uluslararası Bir İnternet Projesi
2006’da BİTEK-O Liseler Arası Web Tasarım yarışması için yaptığım ve Türkiye 2.liği aldığım **Rastgele! **adlı projeyi internete tekrar koyayım dedim. Amatör balıkçılık açısından geniş bir bilgi kaynağı olarak kullanılabilir. Sitede amatör olarak balıkçılıkla ilgilenmek isteyenlerin ne gibi araç-gereçler kullanmaları gerektiği, ipuçları ve bir çok bilgi bulunuyor. Buradan buyrunuz.
Lise, Üniversite ve her türlü öğrencinin okul hayatını internet kullanarak yönetebilmesi ve bu gibi bir çok kolaylık sağlayan, 17 dilde yayın yapan mySchoolog, **Altın Örümcek 2007’**de Eğitim dalında finalist olmaya hak kazandı. Bu yaşımda bunu da gördüm ya. :) İkinci etap **halk oylaması **da başladı. mySchoolog‘un gelişmesinde emeği olan tüm kullanıcılara ve takıma buradan kutu kutu teşekkür yolluyorum :)